Müzikteki büyük devrim

Elvis ortaya çıktığında, müzikte bir devrimin eli kulağındaydı. Elbette geçen gün bir yeni-yetme müzik yazarının "pop müzik denen şey Beatles'le başladı" dediği türden değil...Çünkü pop müzik hep vardı ve 40-50'li yıllarda da çok kaliteli işler yapılmıştı. Ama 50'lerin ortasıyla birlikte, bir yandan müzik sanayiinde, öte yandan gençlerin müzik pazarının asıl alıcı ve tüketicisi olmasında öylesine bir patlama yaşandı ki, birden pop müziğin görünümü değişti. Ve adına Rock'n Roll patlaması denen olayla birlikte, gençlik her açıdan -hem müziği yapanlar, hem de tüketenler- sahnenin kesin hakimi oluverdi.
Tam o yaşlardaydık bizler de, ilk gençliğimizin tam başlarında...Amerikan damgalı bir pop müziğe bayılıyorduk, ama sanki daha kanımızı kaynatan, daha hızlı, daha bize tercüman olacak birşeylere ihtiyacımız vardı. Ve benim, adını yabancı bir radyodan ilk duyuşumda müzik defterime "Elves Priestley" olarak yazdığım bu yepyeni şarkıcı, bize tam aradığımızı veriyordu.
Elvis öncelikle çok yakışıklıydı, rüya gibi bir genç adamdı. Mississipi eyaletinin Tupelo kasabasında Vernon Presley ve Gladys Love Smith adlı bir çiftin oğulları olarak dünyaya geldi. Tüm gençlik yılları belli bir yoksulluk içinde geçti. Çeşitli işlere girip çıktı, en uzun yaptığıysa kamyon şoförlüğü oldu. Ama çocuk yaştan müziğe tutkuyla bağlandı. Rhythm-and-blues, country, caz, hillybilly denen türleri karıştırarak söylediği şarkılar dolgun, hacimli, erotik çağrışımlı bir sesi ve büyük bir yorum gücünü ortaya koyuyordu.
Ve Elvis, 1954-55'lerde patlayan rock'n roll fırtınasının ilk büyük şarkıcısı oldu..Yıllar boyu yüzlerce şarkı söyledi, hemen herbirine kişisel ve özgün bir yorum katarak...Onun parçaları, 25 yıla yakın, birkaç kuşak için en büyük sığınak, esin ve keyif kaynağı oldu. En azından birkaç Elvis şarkısını en önemli anılarına döşek yapmamış hiçbir 50'ler-60'lar genci yoktur. Ama 1977'deki ani ölümünden sonra bile ünü azalmadı, nerdeyse artarak sürdü. Bugün biz dahil heryerde sayısız Elvis Fan Club'leri var (bizde iki tane) ve her fırsatta onu anmak için çeşitli etkinlikler düzenliyorlar. Tüm şarkıları yeni albümlerde toplanıyor ve hala çok satanlar listelerinde yer alıyor.
Elvis Story, aslında bir Kanada yapımı. 1995'de orda sahnelenmiş, yıllarca afişte kaldıktan sonra, tüm büyük kentleri dolaşarak Paris'e gelmiş. Kasım ayından beri kapalı gişe oynuyor. Koca tiyatroyu tümüyle dolduran, çoğu ortayaşlı, ama aralarında hayli genç de bulunan bir seyirci, gösteriyi adeta huşu içinde izliyor. Çıkışta herkesin gözlerinde yaşlar var. Bu sade, ama etkili gösteride, Elvis'e herşeyiyle çok benzeyen bir genç adam, Kanadalı Martin Fontaine oynuyor. Elvis'in yaşamının en önemli anları canlandırılıyor: Sun Records'ta ilk plağını doldurması, ilk başarı anları, meneceri albay Tom Parker'le tanışması, askerliği, evliliği, filmleri (özellikle "Jailhouse Rock"taki ünlü sahne yeniden canlandırılıyor), çok sevdiği annesini kaybetmesi...İlaçlara başlayıp kilo alması, 1968'de NBC televizyonundaki "comeback-dönüş " gösterisi, dev Las Vegas konserleri, 1973 'de Havai'deki Aloha konseri..Ve beklenmedik biçimde ölümü. Ve bol bol şarkı...Sanki karşımızdaki Elvis ve bize üstüste ""Money Honey", "Blue Suedeshoes", "Heartbreak Hotel", "Love me Tender", "İt's Now or Never", "One Night", "Suspicious Minds", "A Big Hunk Of Love" vs.yi söylüyor. "Are You Lonesome Tonight"ı bütün salon birlikte söylüyoruz, sahnedeki starın teşvikiyle...
Ve sonunda perde kapanıyor, Elvis'in üzerine ölümün gizemli tülü iniyor. Ama o yine sahnede ve bu kez yine birlikte "My Way" diyoruz...Hayatını, herkes gibi, bildiğince yaşamış, sevapları kadar günahları, doğruları kadar yanlışları da olmuş, ama sonuç olarak milyonlarca genç insanı belli bir çağdaki tüm duygularıyla yakalayıp yansıtmış olmanın görkemli sevabıyla, belki hep cennette kalacak olan bir büyük insanı anıyoruz. Yolunuz Paris'e düşerse, Elvis Story'yi mutlaka görün.

Meraklılarına bir tavsiye:

Elvis, malum, çok şarkı söyledi. Ama "Mona Lisa", "Make Believe", "Tennessee Waltz", "My Heart Cries for You", "Dark Moon" gibi çok ünlü şarkıları söyledi mi? Meraklıları 'hayır' diyecek. Ama amazon.com'dan getirttiğim "Elvis- Home Recordings" adlı bir albümde, sanatçının evinde yaptığı kayıtlarda bu parçalar da var. Gerçek Elvis'severler bu sürpriz plağı mutlaka edinmeli...

Atilla Dorsay'la söyleşimizi okumak için tıklayınız!