“BRİYANTİN”İN HİKAYESİ

 (Yazan: Esen Kayar)

Herşey babamın ve annemin yurtdışından getirdiği 45'lik plaklarla başladı. 1970'lerin ortaları kulaklarımın yeni yeni birşeyleri farketmeye, ayırt etmeye başladığı yıllar…

Pikabımın başına geçer 45'liklerle oyalanır dururdum. Yaşıtlarım misket veya top peşinde koştururken ben radyo, kaset ve plak dinler müzik kültürümü artırmaya çalışırdım. Herşey ağabeyimin eve bir Elvis 33'lüğü ile gelmesiyle başladı. İnanılmaz bir ses iki katlı evimizin odalarında yankılanıyordu. Onun sesi hepimizin ruhunu okşuyor, dinlerken bambaşka dünyalara gidiyorduk. TRT'nin onun filmlerini yayınlaması inanılmaz güzel oluyordu.  Hepimiz TV'nin karşısına diziliyor, o büyülü kutudan çıkan ses ve görüntüleri pür dikkat izliyorduk. Onun ölümü hepimizi derinden etkilemişti. Ölümünden yıllar sonra bile plaklarının en çok satanlar listesine girmesi hiçbirimizi şaşırtmıyordu. Çünkü biz de hala onun plaklarını toplamaya çalışıyorduk.

 Elvis severler ayrıcalıklı insanlar diye düşünüyorum. Onlar, gerçek müziği dinlemiş ve bir şekilde gerçek bir kralın dudaklarından süzülen kelimelerle belki de hayatlarına yön vermiş insanlar...

 1990'ların başlarıydı. TRT tekeli kırılıyor özel radyolar açılmaya başlıyordu. Sayıları her geçen gün artan radyolarda bir yer bulabilmek oradan Türkiye'ye ve bir gün tüm dünyaya seslenmek istiyor, bilgilerimi paylaşmak istiyordum. Bunu başarmalıydım, başardım da. 1989 yılında jürisinde İzzet Öz gibi dev bir müzik adamının bulunduğu Blue-Jean dergisinin açtığı DJ'lik yarışmasında 479 kişi arasından birinci olduktan sonra, bana güç veren aile büyüklerimin de katkısıyla HürFM 92.5'e başvurdum. Benden bir demo yapmamı istediler. Programımın adını BRİYANTİN koyacağımı söyledim. Türkiye'de bir ilki başarmak istiyordum: Türkiye radyolarının ilk Rock'n Roll programı. Demo'yu yaptım, beğendiler. Yayına geçeceğimiz günü sabısızlıkla beklemeye başladım. Program akşam üzeri yayınlanmaya başlar başlamaz, inanılmaz güzel reaksiyonlar geldi. Bir süre sonra reyting olayları başladı. Hep ilk 3'teydim. Gelen telefon ve fax'lar beni daha da güçlendiriyordu. Herkes benim 40 veya 50 yaşlarında olduğumu sanıyordu. Oysa ki daha 22 yaşındaydım ve müzik için doğduğumun farkındaydım. Briyantin'in çok güzel bir jingle'ı ve çok özel bölümleri vardı.The Champs'in Tequila'sı jingle'mdı (hala o şarkıyı duydukça tüylerim diken diken oluyor). Program haftada 5 gün idi. Her gün “Elvis Özel Bölümü”nde onun bir şarkısını çalıyor, ona ait ilginç bilgiler veriyordum. İnsanlar olağanüstü ilgi gösteriyor, hediyeler gönderiyor, kutluyor ve Radyo'ya beni görmeye, tanışmaya geliyorlardı. İstekte bulunanlar arasında Zeynep ve Kemal Aydabol kardeşler de vardı. Onların da şimdi Elvis Türk üyesi olduğunu öğrenince çok memnun oldum. Gene unutmadığım isimlerden Zeki Yönet var.

Radyoların en çok ilgi gören programlarından biriydi BRİYANTİN. İnsanlarla bazı sohbetler sırasında bile hala “Briyantin devam edecek mi?” diye soranlar oluyor. Ben de çok istiyorum ama şartlar henüz bunun  için yeterli değil. Ama birgün dönüş çok güzel olacak, bunu da biliyorum. HürFm'de programın en başarılı döneminde askerliğim nedeniyle dinleyicilerimle bir süre ayrı kaldık. Dönüşümde sırasıyla HürFM, Capitol FM ve Kent FM'de programı 1998 yılına kadar sürdürdüm. Derken Metro FM günleri başladı. Orada hala yayındayım. Aynı zamanda Rock FM genel yayın yönetmenliği ve müzik direktörlüğü görevimi sürdürüyorum. Her fırsatta bugünün gençlerine Elvis'i tanıtmak için Elvis şarkılarını “playlist”lere büyük bir mutlulukla yerleştiriyorum. “Elvis Türk” ailesine katılmaktan ve bazılarını eskiden beri tanıdığım Elvis sever arkadaşlarla birlikte olmaktan çok mutluyum. Ömrüm yettiğince Elvis dinlemeye ve dinletmeye devam edeceğim. Elvis sözü sizlere…